Anasayfa


     Önceki Yazılarım 1-Arşiv

   
Ürün Kodu : Önceki Yazılarım 1-Arşiv
 Sipariş        Detaylar
 
 
Detaylar


Halkına Silah Çeken
Zorba Diktatörlere İtaat Etmek
İmansızlıkla Eş Anlamlıdır
 

Kardeş ülke Mısır'da General Abdulfettah El Sisi ve çetesinin; son bir yıldır yönetimi ele geçirme ve darbe şartlarını oluşturmak için, polis teşkilatını da  manüpüle edip etkileyerek bütün imkânlarını seferber ettiklerini söyleyebiliriz.

 İki gün önce  taraflara, uzlaşmaları için 48 saat süre tanıdıklarını ifade eden muhtırada  General  Sisi “Yemin ederiz ki, Mısır ve onun halkını teröristlere, radikallere ve ahmaklara karşı savunmak için kanımızı çekinmeden feda ederiz.” diyerek, seçimle işbaşına gelen demokrat bir Cumhurbaşkanı’na karşı adeta meydan okudular. Askeri bürokratların, Hıristiyan Kıptilerin ve keyiflerini kanun haline getirmekten zevk alan kısır  aydınların koalisyonu; Mısır’ı karanlık bir geleceğe  sürüklemekle kalmamış, tarihte görülmemiş bir ihanete de imza atmışlardır.

 

General Abdulfettah El Sisi ve cuntası;  anayasa mahkemesi başkanı olan  ve bir Hırıstıyan olduğu bilinen Adil Mansur’u geçici cumhurbaşkanı ilan ederek ABD şeytanı ve müttefiklerinin desteğini sağlamışlardır. Başta  diktatörlükle yönetilen Suudi Arabistan olmak üzere, Birleşik Arap Emirlikleri ve Ürdün gibi  dikta ve krallıkla yönetilen ülkelerin, Hıristiyan cumhurbaşkanı Adil Mansur’u tebrik etmeleri, yapılan ihanetin boyutunu ortaya koymaktadır. Halkına silah çeken zorbaları destekleyen ve Selefilik iddiasında bulunan Nur Partisi’nin yöneticileri, hangi efendilere bağlı olduklarını bütün dünyaya ilân etmişlerdir. 

General Abdulfettah El Sisi ve çetesi’nin yönetime el koyma bildirisi de, tıpkı bizde 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül’de kalıp halinde tekrarlanan “kardeş kavgasına son vermek ve düzeni sağlamak” gibi bir gerekçeye dayandırıldığı malûmdur.

 Bugünden itibaren Mısır’ı generallerden oluşan bir askerî konseyin; Anayasa’yı askıya aldıkları için, keyiflerine göre yöneteceklerini söylemek mümkündür. Yönetimini ele geçirir geçirmez, mutaassıp bir Hıristiyanı geçici Cumhurbaşkanı ilân eden silahlı zorbalar, halkının yüzde doksanı Müslüman olan Mısır halkına, önemli bir mesaj vermişlerdir. Ancak unutulmamalıdır ki hiçbir savaş bir günde kazanılmaz veya kaybedilmez. Müslüman Mısır halkı, kendilerine ihanet eden silahlı zorbalara boyun eğecek kadar onursuz değildir. Mutlaka bunun hesabını soracaklardır, hak ve adalet sonunda galebe çalacaktır..  Allah 80 milyon nüfuslu Mısırlı kardeşlerimizin yardımcısı olsun.




Mısırdaki Darbeyi Lanetliyorum...

  • Mısırdaki darbeyi Büyük Şeytan Amerikanya dan sinyal almasından sonra yapan Mısır Ordusuna, münafık ABD ye, Küçük şeytan İsraile ve zalimlerin yanında olan bütün kafirlere ve onların yerli işbirlikçilerine yazıklar olsun. Biz Müslümanlar Allahın emrettiği şekilde yardımlaşmaz ve hayır da yarışmaz isek yeryüzünde bir takım fitne ve fesat hareketlerinin baş göstermesi kaçınılmazdır. Allah zalimler topluluğunu asla başarıya eriştirmeyecektir. Üzüldük ama üzülmeyiniz, şer gibi gördüğümüz bu olaylar hakkımızda hayır olabilir, biz bilemeyiz Allah bilir. Biz ne yaptık ona bakalım. Ben dün gece yarısına kadar televizyonları, Mısırdaki olayları izledim ve sabahlara kadar uyku tutmadı, uyuyamadım. Ama uyuyamamak bile bana büyük bir mutluluk verdi. Ya dün akşamı içki masalarında, eğlencelerde geçirenler, Mısırdaki darbeden ve Müslümanlara yapılan zulümlerden bihaber olanlar, sorsunlar kendilerine Dünyadaki yerleri nedir.. Türkiyede denediler, olmadı Mısıra geçtiler. Ey kafirler topluluğu, ey kafirlerin gönüllü işbirlikçileri, uşakları. Ey vatan, millet hainleri. Biliniz ki Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır.Kurduğunuz tuzakları başlarınıza kakıvericidir. Kısa bir dünya eğlencesinden sonra azaplı bir hesap güzü sizleri beklemektedir. Ey sözde müslümanlar söyleyin nasıl müslümansınız siz. Müslüman kardeşlerinize hiç üzülmezmisiniz. Allah Muhammed Mursiyi zalimlere, münafıklara karşı galebe çalsın. Hepimiz bir dua edelim, Müslümanların zaferi için. Bütün dünyadaki ezilen, zulüm gören müslümanların kurtuluşu için. Ey müslümanın diyenler İçinizden çıkan, desteğinizi alan zalimlerden, kafirlerden, yerli işbirlikçilerden olmayan, sizin gibi secdeye giden, sizin gibi giyinen, düşünen, ağlayan liderinize sahip çıkın. Hatalarıyla sahip çıkın, doğrularıyla sahip çıkın. Gün birlik olma günüdür. Zalimlere karşı birlik olma ve onları püskürtme günüdür. Gün dik duruş ve diriliş günüdür

İNSANI SIKINTI VE STRESE SOKAN

BAŞLICA SEBEPLER

 

      Doğmak, ölmek, yaşamak, hasta olmak, üzülmek, sevinmek insanla doğan ve insanla var olan, insana has en tabii,  doğal özelliklerdir. Aslında insanın hayatından ölümüne kadar geçen yaşamı, hayatında karşılaşacağı bütün hadiseler ve olaylar, hayatının süreci, biçimi  daha insan doğmadan önce Allah tarafından Levh-i Mahfuzda belirtilmiştir. Bu husus; iman esaslarından ‘ kaza ve kadere imanla’ izah edilip tasdik olunmaktadır. İnsan, tabiatı icabı zayıf yaratılmıştır, tahammül ve sabır bakımından acizdir, güçsüzdür.

      Hayatın akışı içerisinde insanoğlu kendini birçok sürprizler içerisinde buluverir. Olaylar kontrolü  dışında gelişir, bu hayat boyu hep böyledir. İnsan hayatın cilvelerine, sürprizlerine, meşakkatlerine bir türlü alışamaz, kolay uyum sağlayamaz. İnsan güzellikler ve bolluklar karşısında rehavete dalıp şımarır, azar. Felaketler, darlıklar karşısında da telaşlanır, ıstırap duyar, Allah’a yalvarır, yardım ister.

      Aslında insanın elinde olan çok fazla bir şey yoktur. Her şeyi kontrol edemez, gelişmeler istediği gibi gitmez. İnsanoğlu yaradılışı  icabı; yanılır, hata yapar, doğru yapar,  iyi veya kötü birisi olur, günah işler veya sevap işler. Aklını her zaman gerektiği şekilde kullanamaz. Bunun sonucunda da; kendini huzursuz, mutsuz eden, stres ve sıkıntılara sokan olaylarla karşı karşıya kalabilir.

      İnsanda sıkıntı ve stres meydana getiren, yüzlerce olay ve hadise çeşitleri olabilir. Mesela; aşırı borçlanma, borçları ödeyememe, bir sıkıntı sebebi olabilir. Ancak çok  zengin ve varlık içerisinde olan kişilerin de daha farklı ve özel sebepleri vardır. Kişilere göre faktörler ve sebepler değişiklikler gösterebilir.

      İnsanoğlunu sıkıntıya, üzüntüye,  strese, çaresizliğe

    sokabilecek muhtemel sebeplerden bazılarını belli başlıklar      halinde örneklemek ve özetlemek gerekirse;

            Bu etkenlerin başında  günümüz toplumunda en temel     unsur olarak başta  maddiyat gelmektedir. İhtiyaçlarını karşılayamayan, borçlarını ödeyemeyen, ailesine bakamayan insanlar sıkıntı ve strese daha fazla müptela olabilmektedirler.

-Hastalık; insanı kıvrandıran ve özellikle çaresi bulunamayan hastalıklar ...

-Ölüm. Ölüm korkusu veya bir yakınını, çok sevdiği birini kaybetme, yokluğuna tahammül edememe.

-Kaza. Yaralanmalar, sakatlanmalar ve maddi zararlar.

-Fakirlik, yoksulluk, ihtiyaçlarını karşılayamama.

-Hırsızlık, soygun, deprem gibi sebeplerden dolayı ağır maddi zarara ve borçlanmaya girilmesi .

-Aile içerisinde uyumsuzluk, ayrılık, huzursuzluk, geçimsizlik.

-İstek dışı tayin, sürgün, iş değişikliği durumları.

-İşlerinin arzuladığı şekilde gitmemesi, hedefine ulaşamama.

-Kötü kişilerle karşılaşması, kötülüklere maruz kalması kötülerin musallat olması.

-İnancına yapılan her türlü baskı ve zulümler, inancını istediği şekilde yaşayamaması.

-Aşırı iş yorgunluğu, gürültülü ve kalabalık ortamlar.

-İflas etme, zarara girme, iş hayatında başarısızlık, ağır borç altına girme, borçlarını ödeyememe durumları

-İşiyle, iş yeriyle ilgili olumsuzluklar.

-Terk edilme, aşkına ve sevgisine karşılık bulamama .

-Ağır ekonomik kriz, terör olayları ve doğal afetler.

- Gönlüne göre ve dertlerini paylaşacak dost, arkadaş ve çevre  bulamama, yalnızlık çekme.

-Aldatılması, dolandırılması, toplumdan tecrit olma.

-Yalnızlık, kimsesizlik, çaresizlik, dostların terk etmesi.

-Gelecek ve istikbal endişesi.Yarınlarından ümitsiz olmak, ümit kesmek.

            Bu hadiselerden herhangi birinin insanın başına gelmesi, insanoğlu için çok doğal, hayatın gerçeklerinin ta kendisidir diyebiliriz. Bu doğallığın bilincinde olan kişilerin başına bir hadise gelmesi, o insanda fazla bir tahribat meydana getirmeyecektir. Hayatın sürprizlerine çile ve musibetlerine karşı hazır olan kişiler, tabii ki olumsuz olayların bir çoğundan hiç etkilenmeyecekler ya da çok az etkileneceklerdir. Ellerinde olmadan etkilendikleri taktirde ise bu etkileşimlerden kurtulmanın, normale dönmenin yol ve yöntemlerini de bilecek ve kendi üzerlerinde başarılı bir şekilde  uygulayabileceklerdir.

    Biz bu eserle  ilk önlem olarak; kişinin sıkıntı ve strese daha baştan hiç düşmemesini temin  için temel  hususları vurgulamakla birlikte, bunu  başaramayıp sıkıntı ve strese düşülmesi hallerinde de, bu durumlardan bir an önce kurtulmalarını, normal sağlıklarına ve düzenlerine kavuşmalarını garantiye almaya çalıştık .

farkında mısın?  2.Bölüm

Kimiyaşlandıkça, huzuru duyar,
Îlâhi kanuna, gönülden uyar,
Kiminde bir telâş, saçını boyar,
Tellerini sayar, farkında mısın ?

Kimi,imân eden, kula çatarken,
Korkulara düşer, güneş batarken,
Kimi, ona buna, akıl satarken,
Kendisi muhtaçtır, farkında mısın?

Kimi,bu dünyada, nefes aldıkça,
Allah’ı zikreder kalbi vurdukça,
Kimisi de, yalnız darda kaldıkça,
Allah’ı hatırlar, farkında mısın ?

Kimi,şans ve talih peşinden gider,
Durmadan kadere sitemler eder,
Böylesi kullara, neylesin kader?
Ekmeden biçen yok, farkında mısın?

Hergün “son durak” ta, nice yolcular,
Kadın, erkek, çoluk çocuk, ihtiyar,
Kimisi gülümser, mes’ut, bahtiyar,
Kimi üzgün gider, farkında mısın?

Ömürler,mevsimler gibi dönerler,
Mumlar, yanar yanar, biter sönerler,
Yapraklar, sararıp, yere inerler,
Toprağa dönerler, farkında mısın?

“Aşk”sözcüğü, günümüzde karmaşa,
Aşklar var; bir gaflet, bir kara maşa,
Ama, bir aşk var ki; gelince başa,
Ölüm kavuşmaktır, farkında mısın?

İnsanlar,el ayak, kol kafa beden,
Hiçbiri birine benzemez neden?
Bir güç, bir irâde var ki, hükmeden,
Dört yanını sarmış, farkında mısın?

Gecegündüz, boş hayaller kurarsın,
Kendi gafletine ortak ararsın,
Çıkmaz sokaklarda, adres sorarsın,
Oysa; adres sende, farkında mısın?

Yaşamak,kalbine korku salarken,
Ümitsizlik batağına dalarken,
Teselliyi, kadehlerde ararken,
Seni Yaradanın, farkında mısın?

Hayatyokuşunda, sık sık teklerken,
Dert üretip, dertlerine eklerken,
Köşelerde, miskin miskin beklerken,
Ne fırsatlar kaçmış, farkında mısın?

Nicegüzel renkler, dünyayı sarmış,
Siyahın yanında, beyaz da varmış,
Parmakların, kalem tutar yazarmış,
Elin kolun varmış, farkında mısın?

Pembebeyaz açan bahar dalını,
Mor dağların, yeşilini alını,
O kelebeklerin, ipek şalını,
Gören gözün varmış, farkında mısın?

Akılvermiş, engelleri geç diye,
Vicdan vermiş, hak yolunu seç diye,
Gönül vermiş, kapıları aç diye,
Bunca anahtarın, farkında mısın?

Dünyanimetinden, nedir ki kalan?
Varsa; gönül dostu, gerisi yalan,
Gel gör ki, felekten bir gece çalan,
Gündüz “uyur gezer”, farkında mısın?

Sonsuzlarınbile, ömürleri var,
Sanma ki; saltanat, kurumaz pınar,
Mal, canın yongası olsa ne çıkar?
Gölgeler fânidir, farkında mısın?

Niceinsan, nice yükten ezilir,
Karda, kışta, yatak yorgan büzülür,
Gözlerinden, sicim sicim süzülür,
Bu çâresizliğin, farkında mısın?

Yorgunyüzlerdeki, derin izlerde,
Sevgiye susamış, muhtaç gözlerde,
Boğazlarda düğümlenen sözlerde,
Ne feryatlar gizli, farkında mısın?

İlaçtançok, dost gerekir hastaya,
O dostlar yazılır, yüce listeye.
Bir gönül köprüsü, kuran ustaya,
Ücreti kim verir, farkında mısın?

Tatlıdil, güçlüdür, demir çelikten,
Yılan bile duymuş, çıkmış delikten,
İnsanlara özgü, bu incelikten,
Kimler hisse almış, farkında mısın?

Mâbetlervar; orda gönül yıkanır,
Âyetler var; kişi kendini tanır,
İnsanlar var; melek bile kıskanır,
Sen, o yüceliğin, farkında mısın?

Namus,şeref derler, elle tutulmaz,
Şan şöhretle, para pulla satılmaz,
Kumar çöplüğüne, asla atılmaz,
Atıp satanlar var, farkında mısın?

Eğervarsa kulda, vicdan yarası,
Karışır, servetin akla karası,
İnsan ömrü, iki nefes arası,
Kaç adımlık yoldur, farkında mısın?

Sen,fakir arkadaş, düşünme derin,
Bin türlü derdi var, o zenginlerin,
Darılıp küstüğün, kendi kaderin,

Sana siper olmuş, farkında mısın?

Dinleki, genç ana, bu sözler sana,
Böyle yazdım diye, darılma bana,
O yavrun sevgiden, şefkatten yana,
Biraz aç görünür, farkında mısın?

Yasen, yasak aşkı, özleyen baba,
Evdeki hallerin, pek kaba saba,
Biraz da aklını kat şu hesaba,
Seven bir karın var, farkında mısın?

Aklıtutsak eden, dar sınırları,
Geç de gör, âlemde nice sırları,
Yazan, yazmış amma, bu satırları,
Neden, niçin yazmış, farkında mısın?

 
 
Talep Formu
İsim
Sipariş Miktarı
E-Mail
Telefon
İl
Adres
Kargo Tercihi
Mesaj
 
 
 
KeşifTV
Örnek Prefabrik Evler
AraziTV
Örnek Prefabrik Evler
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam47
Toplam Ziyaret378687
Saat
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.237032.3662
Euro34.794534.9339